22 Şubat 2011 Salı

bu blog kimin?

sitare yazmasa,kendime gelmeyecektim sanırım:))
zira ben bile arada girip girip bakıyorum aaa noldu bu blog güncellenmiyormu diye:)))
en son nerde kaldım ne yazdım hatırımda değil.bir sebebi var elbet;yazmayacaktık da boşuna mı açtık kardeşim bu blogu,küllerimden yeniden doğarım,ziyaretçi rekoru kırdırırm ben bu bloga(vayyy nasıl gaza getirdim kendimi:))))daha önceden 2 sene felan yazdıgım yemek blogum kapattıgım halde hala ziyaretçi alıyor üstelik:)))
neyse efenim,esas şudur;blogger hesabımda bir problem var.her defasında şifre yenilemem gerekiyor.e-posta adreslerini mi eşleştirmişim ne haltsa ondan:))o ara uğraştım uğraştım yapamadım,sonrada araya birşeyler girdi.
ama gündemimiz henüz değişmedi.
1-kazakistana gidilecekmi?
2-2. çocuga orda hamile kalsam zor olurmu?
3-ev yeniden nasıl toplanacak,orda temiz bir mobilyalı ev bulabilecekmiyim
.....

gündem hep gelecege ait.
ama hallettiğimiz şeylerde var;
1-ebrunun alt ıslatma olayı düzeldi şükür.
2-ne zamandır ağrıyan 20lik dişimi korkudan bayılmadan çektirdim hemde 5 dakika sürdü.(daha öncesinde diğer dişi yarıp almışlardı ve 20 dakika felan sürüp,15 gün birşey yiyememiştim)
3-kilo verdim sebepsiz üstelik.platesi mlatesi de bıraktım anasını satayım.57im mutluyum.karın kasım hala güçsüz ama.
4-kendimi daha iyi hissediyorum.ev pis,dağınık ama mutluyuz.

mutlu evden,mutlu haberleri dinlediniz :))))
daha sık yazacam,söz:)))

4 Şubat 2011 Cuma

"en sevdiği renk mor olan kadın..."




uzun oldu değil mi yazmayalı?
yeniden içimde yazma isteği uyandırdı bu şarkı...epeydir uzaktım teomandan....
 "zamanı yaralarla ölçen kadın..."
ne güzel yazmış...


İpleri dolaşmış uçurtmalar misali 

Ne beraber uçabildik, boşverip şu dünyayı 

Ne gidebildik kendi yolumuza 

Rüzgarda savruk, başına buyruk 

Senle ben ...
hatta bunu bile demiş;
En sevdiği ses, çocuk sesi 

Oysa, anne olmayı istememiş 
Yıllar var ki kendi 
Hiçbir zaman kök salmamış ki 
Sırf birgün çekip gidebilmek için ....



dinlemek lazım...